Ekrem Ne Zaman Başkan Oldu?
Bir Şehirde Değişimin Başlangıcı
Yazın sıcak bir akşamıydı. İstanbul’un sokakları, güneşin son ışıklarıyla altın rengine bürünmüş, her köşe başında bir umut rüzgarı esiyordu. İnsanlar, alışverişten, işten veya evlerine gitmek üzere adımlarını hızlandırmış, hayatın rutin akışına teslim olmuştu. Ama bir şeyler farklıydı. Bir şey değişiyordu. O değişimin adı Ekrem İmamoğlu’ydu.
Evet, Ekrem’in başkan olma yolculuğu o an başlamıştı. Belki çoğu insan bunun ne kadar önemli olduğunu fark etmemişti, ama içindeki o belirgin enerjiyle, adımlarını takip eden bir nesil vardı. O zamanlar bir çok insan, “Ekrem ne zaman başkan oldu?” sorusunu duymuştu ama cevabı duymak, tarihi bir anı hissedebilmek için bazen çok geç oluyordu.
Bir sabah, işe gitmek üzere yola çıkan Elif ve Cemal, birbirlerinin yanında yürürken, birbirlerine bakıp “Bugün İstanbul değişebilir” demişti. Elif, bir öğretmendi. Cemal ise yıllarca finans sektöründe çalışmış bir adamdı. Onlar gibi pek çok insanın hayatı, Ekrem İmamoğlu’nun siyaset sahnesine adım atmasıyla farklı bir yöne kayacaktı.
Elif ve Cemal’in Düşünceleri
Elif, insanların ruhunu anlamaya çalışan biri olarak, İstanbul’un ihtiyacı olanı hep görüyordu. O, daha çok insan odaklıydı. Yolların onarılmasından, insanların daha iyi yaşam koşullarına sahip olmasına kadar her şeyin ilişkiler ve insana dayalı olması gerektiğini savunuyordu. O yüzden Ekrem’in kazandığı o ilk seçimdeki duygusal yükselişi, ona çok hitap etmişti. “İnsanlar, birbirine değer vererek daha güçlü olabilir,” demişti hep. Ve işte o anda Elif, bir değişimin habercisi olarak Ekrem’in başkanlık yolculuğunu içinden hissediyordu.
Cemal ise iş dünyasında yıllarca stratejik düşünme ve planlama yapmış, çözüme odaklanmış biriydi. İnsanları daha çok rakamlarla ölçer, geleceği hesaplamaya odaklanırdı. Ama Ekrem’in başkanlık için mücadelesine dikkatle baktığında, bir şeyleri çok doğru yaptığını fark etti. “Belki de bu kadar büyük bir kenti yönetmek, sadece strateji değil, kalpten inanmakla mümkün,” demişti.
O İlk Seçim
2019 seçimleri, İstanbul’un kaderini değiştiren o büyük gün geldiğinde, Ekrem İmamoğlu’nun ismi, sadece bir adaydan daha fazlasını ifade ediyordu. O, insanları dinlemeyi, onlara değer vermeyi, şehirleri değil, şehirdeki insanları iyileştirmeyi vaat ediyordu. “Herkesin İstanbul’u, hepimizin İstanbul’u olacak” demişti. Bu söz, şehrin dört bir köşesindeki sokaklara adeta bir umut gibi yayılmıştı.
Ama bu sadece bir kampanyadan ibaret değildi. Elif ve Cemal gibi pek çok insan, Ekrem’in sadece söylemlerini değil, yaklaşımını da benimsemişti. Ekrem’in adaylığı, insanlar arasında bir bağ kurmuştu. Kadınlar daha çok onun empatik yaklaşımına çekildi, erkekler ise stratejik hamlelerini ve duruşunu beğenmişti.
İstanbul’daki değişim, sadece bir başkanlık seçimi değil, aynı zamanda insanların birbirine güvenmeye başladığı, siyasetin farklı bir boyuta taşındığı bir devrimdi.
Ekrem’in Başkanlık Süreci
Ekrem İmamoğlu, başkanlık koltuğuna oturduğunda, şehirdeki her bir köşe, her bir mahalle sanki yeni bir soluk almış gibiydi. Elif, her gün işe giderken yolların temizlendiğini, daha fazla yeşil alan yaratıldığını görüyordu. Cemal, Ekrem’in izlediği stratejik adımların, sadece İstanbul için değil, Türkiye için de büyük bir örnek teşkil ettiğini düşünüyordu. Her şey planlıydı, her şey insan içindi.
Ekrem’in başkan olma hikayesi, yalnızca siyasi bir başarıdan ibaret değildi. O, insanların birbirine daha yakın olduğu, gücün değil, sevgiyi temel alan bir yönetim anlayışını ortaya koymuştu.
Bir Anı, Bir Gelecek
İstanbul’un tarihi bir anıydı bu. Elif ve Cemal, Ekrem’in başkan olmasının ardından şehri farklı bir gözle görmeye başlamışlardı. Bu, sadece bir seçim zaferi değil, insanın insanla buluştuğu, birbirini anladığı ve birlikte başardığı bir hikayeydi.
Geleceğe doğru umutla bakarak, “İstanbul’un nasıl bir yer olacağı, birlikte neler başaracağımızı gösteriyor” demişlerdi.
Senin Hikayen?
Şimdi, bu yazıyı okurken, senin de içinde bir şeyler kıpırdıyor mu? Ekrem’in başkan olduğu o anı hatırlıyor musun? İstanbul’un dönüşümünü hissediyor musun? Bu hikaye, hepimizin hikayesi. Yorumlarda bizlerle paylaşmanı bekliyoruz.