1 dm3 Ne Eşittir? Bir Soru, Bir Anı, Bir Hayal Kırıklığı
Kayseri’de, her sabah penceremden güneşin doğuşunu izlerken bir soru takıldı aklıma: “1 dm3 neye eşittir?” Bu kadar basit bir soru, nasıl olur da günümü etkilerdi? Aslında hayatımda olan bir olayla başlamalıyım; o olayın izlerini hâlâ taşıyorum ve o an, bende her şeyin boyutlarını sorgulamama sebep olmuştu.
Bir Yılbaşı Gecesi
Geçen yıl, yılbaşı gecesi, arkadaşım Elif ile birlikte bir kafede oturuyorduk. Dışarıda kar yağıyor, içerde ise sıcak bir ortam vardı. Karşımdaki kahvemi biraz yudumlarken, Elif birden sordu: “1 dm3 neye eşittir?” O an çok garip bir şekilde, bir anda zaman durdu ve gözlerim Elif’in gözlerine odaklandı. Başımı sallayıp, “Ne demek istiyorsun?” dedim. O, biraz daha düşünerek cevap verdi: “Hani bir şeyin hacmi vardır ya, sen de matematikçisin, sana sorayım dedim.” Bu kadar basit bir soru, birden beni çocukluğumun en karanlık anlarına götürdü.
Çocukluğumda Bir Öğretmen
O an, aklıma ilkokul yıllarım geldi. Bir öğretmenim vardı, her şeyin belirli bir ölçüyle, bir sayı ile ifade edilebileceğini anlatırdı. O zamanlar, her şeyin sayılabilir, ölçülebilir olduğunu anlamıştım. Oysa Elif’in sorusu, her şeyin aslında öyle bir sayı ile sınırlanamayacağını hissettirdi. 1 dm3, yani bir desimetreküplük hacim, aslında sadece bir sayıydı. Ama o an, bir şeyin boyutunun çok daha ötesinde olduğunu fark ettim. O kadar çok şey var ki, sayılabilen, ölçülen… ama hissettiklerimiz, o anlar, çoğu zaman bir sayıya indirgenemiyor. İçimde bir eksiklik, bir hayal kırıklığı başladı. “1 dm3 neye eşittir?” sorusu bana şunu hatırlattı: Kendi duygularımın hacmini kimse ölçemez, değil mi?
Hayal Kırıklığı ve Umut Arasında
Elif’in sorusunu cevapsız bıraktım. O anda ne hissettiğimi anlatmak zordu. İçimde bir his vardı, tıpkı hacmi ölçülmüş ama derinliği asla tahmin edilemeyen bir kutu gibi. Bazen insan kendini öyle yalnız hisseder ki, çevresindeki her şey, bir sayıdan ibaret gibi gelir. O kadar küçük ve basit bir şeyin, bir dm3’ün, içimdeki sonsuz boşluğu doldurabileceğini düşündüm. Ama bir süre sonra, bunun sadece bir sayı olduğunu fark ettim. Hacim, sayılarla ölçülse de, duygu ve düşüncelerimi hiçbir zaman bir kaba sığdıramam. Kendi içimdeki boşlukları ölçmeye çalışırken, bir süre kaybolmuştum. Bu bir hayal kırıklığıydı.
Gecenin Sonu: Bir Anlık Umut
Ve o gece, her şeyin karıştığı, her şeyin kaybolduğu o anlardan sonra, birden içimde bir umut filizlendi. Bunu Elif’e söylemedim, ama ben o gece bir şey öğrendim. 1 dm3 bir hacim ölçüsüdür, evet. Ama insana ait olan her şey, o sayıya, o hacme, o ölçüye sığmaz. İçimizde ne kadar çok yer olsa da, o yer hep boş kalabilir. Bir gün, belki de kendi yaşamımızda sığmadığımızı düşündüğümüz her şey, o kadar büyük olacaktır ki, o ölçüleri biz bile şaşkınlıkla izleriz. Belki de gelecekteki en büyük keşif, duyguların hacmini, boyutunu anlayabilmek olacak.
Bugün ve Yarın: 1 dm3 Ne Eşittir?
Bugün, hala bu soruyu Elif’e soramıyorum. 1 dm3 neye eşittir? diye sorarken, belki de içinde bulunduğumuz küçük anların, küçük ölçülerin aslında ne kadar büyük etkiler yaratabileceğini öğreniyorum. O sorunun ardında büyük bir sır var; her şeyin bir ölçüsü var mı, yoksa bazı şeyler bir sayı ile asla tanımlanamaz mı? Benim için 1 dm3, sadece bir hacim değil. O bir soruydu. Ve her soru gibi, bir cevabını bulduğunda, seni başka sorulara götüren bir keşif yolculuğuydu. O an, bu kadar basit bir şeyin içinde bile büyük bir anlam bulabiliyor insan.
Kayseri’de, penceremden dışarı bakarken, hala o geceyi düşünüyorum. Belki de her şeyin boyutu bizim onu nasıl hissettiğimize bağlı. O gece, küçük bir soru, bana çok büyük bir hayat dersi verdi. 1 dm3 belki bir ölçüydü, ama duygularımız, hayallerimiz ve hayatımız, ölçülebilir değildi. İşte o gece, her şeyin bir anlamı vardı. Kim bilir, belki de gerçek anlamı bulmak, hayatın her boyutunu, her hacmini kabul etmekle başlıyordur.